Adana’da yıkılan Mete Apartmanı davasında tutuklu sanıklar adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde yıkılan ve 12 kişinin hayatını kaybettiği Adana’daki Mete Apartmanı’ndaki soruşturma kapsamında tutuklanan müteahhit Muzaffer Mete ile inşaat mühendisi Atilla Tuğran ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. ilk duruşmada Enkaz altında annesini, babasını, anneannesini ve dedesini kaybeden avukat Meltem Çitken (28), “Bu dava başta Kahramanmaraş olmak üzere depremin yaşandığı tüm illerdeki davalara emsal teşkil ediyor. Ancak tahliye kararı verildi. ilk duruşmada yapıldı. Adalete güveniyoruz. Sorumluların cezalandırılmasını temenni ediyorum.” .
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremde hasar gören, ikinci depremde önü yıkılan Adana’nın merkez Çukururova ilçesindeki Mete Apartmanı’nın enkazı altında 12 kişi hayatını kaybetti. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının yıkılan binaların yapımından sorumlular hakkında başlattığı soruşturma kapsamında Mete Apartmanı’nın müteahhidi Muzaffer Mete ile inşaat mühendisi Atilla Tuğran tutuklandı. Zanlılar, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede nöbetçi hakim tarafından tutuklandı.
‘DAİREYİ YAPARKEN ADANA’NIN DEPREM YOLU FARKLI OLDU’ Olayla ilgili davanın ilk duruşması 21 Temmuz’da Adana 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanıklar Mete ve Tuğran ile enkazda yakınlarını kaybeden mağdurlar katıldı. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, binanın karot numunesinin depreme dayanıklılık testinden geçmediği ve deprem mevzuatına uygun yapılmadığı belirtildi. Muzaffer Mete savunmasında, ailesinin Mete Apartmanı’nda 2016 yılından beri yaşadığını belirterek, “İnşaata 1997 yılında başladık. Binayı gerekli bilimsel ve teknik kuralları uygulayarak yaptık. Müteahhit olarak üzerime düşeni yaptım. O zamanlar Adana 3. deprem bölgesindeydi, sonra 2. ve ardından 1. deprem bölgesinde yer aldı. Biz apartmanı yaptığımızda Adana’nın deprem bölgesi farklıydı.” Bulunduğu kısım çöktü, diğer kısımlar ayakta kaldı. Dosyada sütunun kesildiğini gösteren deliller ve fotoğraflar var. Durum böyle olmasına rağmen bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadı. Binanın kolonu kesmeyen kısmı ayakta kalmıştır. Bilirkişi raporu bunu incelememiş ancak Adalet Bakanlığı Bilirkişi Rehberinde belirtilen usul ve esasları hukuka aykırı bir şekilde rapor düzenlemiş, bilirkişi heyeti usulüne uygun oluşturulmamış.” sözlerinin ardından, Mahkeme, her iki sanığın da isim kontrolü kuralıyla tahliyesine ve davanın bir sonraki duruşmasının 28 Eylül’de görülmesine karar verdi. ‘SORUMLULUK CEZA’ Filiz (56), babası Ramazan Çitken (64), anneanne Seher Uğurlar’ı ( 77) ve dede Mehmet Uğurlar (91) ile avukat Meltem Çitken’in (28) ilk depremin ardından apartmanda yaşayan dedesi ve anneannesini tahliye etmek için binaya girdiklerini ve o sırada ikinci depremin olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Haberi aldıktan 15 dakika sonra enkazdaydım. Binanın yarısı yıkıldı, diğer yarısı ayakta kaldı. 6. günün sonunda bedenlerimize kavuştuk. Apartmanda yaşamını yitiren 12 kişi sadece bir sayı değil, canımızdır. Bu vaka, başta Kahramanmaraş olmak üzere depremin yaşandığı tüm illerdeki vakalar için de emsal teşkil ediyor. Ancak ilk celsede tahliye kararı verildi. Adalete inanıyoruz. Umarım sorumlular cezalandırılır. Tarifi imkansız acılar yaşıyoruz. Enkaz alanında hayatını kaybeden 12 kişi için 12 çiçek bıraktık” dedi.
Yakınlarını kaybeden mağdurların avukatı Rafet Demirağ, “Sanıkların serbest bırakılmasıyla elimizde başka sanık ve sanık kalmadı. Tüm Türkiye’nin mağdur olduğu bir dava. İtiraz edeceğiz” dedi. tahliyeler.”